EVRENİN İNSANI / İNSANIN EVRENİ

  Merhaba, yolunuz bu yazıya düştüğüne göre her ne kadar ruhsal yorgunluğunuza ya da yaygın olarak kullanılan tükenmişlik sendromunuza ( ki bunlar farklı durumlar) çare arayışında olacak kadar kendinize değer veriyorsunuz ve umudunuz var, sanırım :)   Ruhsal yorgunluk hali 21.yy koşullarında oldukça sık yaşanılan bir durumdur. Birçok sebep sıralayabiliriz.   İş stresi ya da işsizlik stresi  Farklı sınav yaşantıları Anksiyete(kaygı durumları) Sosyal ilişkilere bağlı problemler Romantik ilişkilere bağlı problemler Aileye bağlı durumlar Sonuçlanamayan hedefler  Başarısız yaşantılar Kendinizi tanıyamamaya bağlı  kişisel problemleriniz  Birden fazla iş durumu ile uğraşmanız         gibi birçok sebep olabilir. Bu sebeplerin bir ya da birkaçını yaşıyor da olabilirsiniz ama unutmayın ki yaşanma yoğunlukları her insanda farklıdır.  Ruhsal yorgunluk durumunda neler hisseder,düşünür ve yaparız? Mutsuzluk Hayal kırıklığı Dünyaya ...

 Beyin ve hedefler çelişkisi adlı bir başlık ne anlatıyor olabilirdi? Biraz bu konuyu açalım. Beyin uzmanı HENÜZ değilim. Ancak çılgın bir sinirbilimi tutkunuyum. :) Yazının sonunda kitap önerilerim olacaktır.   Beyin kimyasal yapısı, gizli kanalları, uzanabildiği hücreler, dokular, kaslar... ile yeterince ilginç ve büyüleyici bir yapı. Günlük hayatta düşüncelerimiz, duygularımız, yapmak istediğimiz ya da yaptığımız eylemler doğrudan bu yapıyla ilgilidir.        İnsanlar olarak 21.yy akıl çağında birçok yeni duruma, hızlı şekilde uyum sağlamak durumdayız. Bu durumlardan biride hedefler koymak, hedefin için çalışmak ve yola devam edebilmek. Küçük yaşlardan itibaren amaçlarımızla olan bir savaşımızın olduğunu da kabul etmek gerekiyor. Bunlar en basit amaçlardan en karmaşığa doğru yol alıyor bazen de denge bozulabiliyor. Ve hangi yaşta olursanız olun amaçlarınıza takılıp, adım atamadığınız bir dönem olacaktır.Oysa istiyorsunuz ama adım atamıyorsunuz. ...

   İnsanlara bakıyorum. Her birimiz çok farklıyız. Tıpkı parmak izlerimiz gibi kişisel özelliklerimiz de birbirinden oldukça farklı. Ancak hepimizin ortak olarak paylaştığı bir alan var. Gezegenimiz, Dünya. Üstelik sadece insan türünü barındırmayan, birçok canlı ve cansız varlığı içinde barındıran ortak bir yaşam alanı. Dünya bazı hesaplamalara göre yaklaşık 4.5-4.7 milyon yaşında kabul edilmektedir. İnsanların ortaya çıkışının yaklaşık 200 bin yıl önce olduğu kabul edilmektedir. Yani dünyanın varlığının uzunca bir yılı bizim türümüz yoktu. Patlamalar, suların, dağların, havanın oluşumu, suda ilk canlıların ortaya çıkması(mikroorganizmalar), yeryüzünde olan canlılar, yok olmaları, geriye bırakılan dünyanın kanı olan petrol, fosiller... en son insan. Dünya'da olanlar insana ve diğer canlı türlerinin oluşumuna, yaşamasına zemin hazırlamış. Ancak Dünya git gide kötüleşiyor. İnsanlık sanki kendi sonunu hazırlıyor. Dünyayı yok ediyorlar. Durmuyorlar. Basite alıyorlar. Dünyanın bi...

SİNAPS    Bir nöronun sadece tek bir nöronla bağlantılı olduğunu düşünün ya da bağlantı kurmadığını düşünün. Böyle bir durumda daha önce dediğim "insanın küçük evreni" işlevli olur muydu? Hayır. Nöronlar birbirleriyle bağlantılar kurarlar ve bunlar sinapslardır. Bu sayede bilgi alışverişi yaparlar ve siz çok yönlü düşünüp aynı anda bazı işlerinizi yapabilirsiniz.  Her dalın sonunda akson ucu ya da sinaptik düğmecik adı verilen küçük düğmeler vardır. Çoğunlukla bu düğmecik ile yanındaki nöronun arasında küçük boşluklar bulunur.Bu boşluklara sinaptik alan ya da sinaptik boşluk denir.  Bir nöronun akson ucu,sinaptik boşluk ve yanındaki nöronun dentrit ya da hücre gövdesinden oluşan tüm alana SİNAPS adı verilir. Eğer sinir akımı yanındaki nörona iletilecekse,sinaptik boşluğu geçmelidir. Yukarıdaki resim gibi elektrik akımı yayarak geçtiğini düşünebilirsiniz. Ama aslında olay KİMYASALDIR.  Sinir akımı uca geldiği zaman kesecikler nörotransmit...

NÖRONLAR VE BİLGİ TAŞIYICILAR     Sistemin en küçük birimi nöronlar yani sinir hücreleridir . Bir insan beyninde yaklaşık  milyar nöron vardır. Ayrıca sinir sisteminin diğer bölümlerinde de milyarlarca nöron vardır.   Her nöronun metabolik faaliyetlerinin yer aldığı çekirdeği içeren bir hücre gövdesi  vardır.    Hücre gövdesinden uzanan ince lifler bulunur. Bunlar bilgi aktarımını ve alımını sağlar.  Dentritler olarak adlandırılan küçük lifler hücre gövdesinden çıkar.(Şekle bakın) Diğer uçtaki tek uzun çıktı  ise akson olarak adlandırılır. Aksonlar çok incedir ve dentritlerden genellikle uzundur.  Akson , miyelin kılıf olarak adlandırılan beyaz bir yağ tabakası ile kaplanmıştır. Tüm aksonlar MİYELİN KILIFLA KAPLI DEĞİLDİR. Miyelinlilier beyaz madde, miyelinsizler gri madde olarak adlandırılır. Mielin kılıf üzerindeki boğumlar  kayganlığı sayesinde miyelinli olan nöronlar daha hızlı olur.  Farklı...

   İNSANIN KÜÇÜK  EVRENİ "BEYNİMİZ"       "İnsan beyni sahibinin ihtiyaçlarından fazla gelişmiş bir araca benzer."    Beyin hakkında birçok araştırma vardır. Onu tam olarak anlayabilmiş değiliz. Gizemlidir,çok çalışkandır,kontrol merkezidir ... vb. ama en önemlilerinden biri BEYNİNİZ SİZİ DİNLER. İlgilendiğim ana noktalardan biri de beyindir. Vücudun kontrol merkezi ve sihirli alanıdır. Evet beyin fizyolojik olarak vücudumuzu kontrol eder ve birçok şeyi sağlar. Hatırlamak,hareket etmek,organlar,duyular, düşünme, fonksiyonlar... bir sürü şeyi beynimiz yapar ve usta odur.  Peki ya bu kadar mükemmel olan beynimiz bizi gerçekten dinliyor ve anlıyor mu ? Tabi ki evet !!!  Psikolojimizin kontrol merkezi bizim küçük evrenimiz olan beyindir. İnsanlar çeşitli duygu durumlarına girerler ve bu duyguların merkezi bilindiği gibi kalp değil, beyindir. (LİMBİK SİSTEM) Düşünce ve duygularımıza yön veren ...